20 Şubat 2013 Çarşamba

İNCİR REÇELİ




“Sen o kadar bir şey söylemeden gidersin ki; üstüne milyonlarca bir şey söylenir.”

 


Sadece replikleri bile seyretmenize yeter...Ancak ağlayacak yüreginiz varsa izleyin. çünkü konu ne kadar bilindik olursa olsun, o repliklerin üzerine bir de müziği ile sizi içten içe ağlatmaması mümkün değil.


Metropol insanının aşklarını bile anlatırken, çizilen aşk ve son eskilerdeki gibi olsa da hastalık ve izlenen yolu birbirinden farklı .Eski Türk filmlerinde kötü son ya veremdi ya da kalp. Şimdilerde ise hiv. Tanışma yerler ise gece klüpleri. Yönetmenin ilk filmi olan (Aytaç Ağırlar), müzikleri sahnelere bağlaması ve  görselliğe mana katmasındaki becerisiyle masalsı bir aşk evi yaratmış. Özellikle önceki senelerde yogunca izlediğimiz cinsellik kavranımını filmine katmayarak,izleyicisinden bolca artı almış olmalı.


Ancak bu filmi eğer ki, öncesinde ilk olarak Aşk hikayesi, sonrasında da Kasımda aşk başkadır filmlerini izlememiş olsaydım muhteşem bir film diyebilirdim. Ancak onları izlemiş biri olarak film güzeldi, etkileyici diyaloglara ve müziklere sahipti. Ama muhteşemdi diyemeyecegim. Yine de fazla tanınmamış oyuncular ve ilk yönetmenlikle bundan daha iyi sağlanabilir miydi? Hiç sanmıyorum..




Şimdiden iyi seyirler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder